|
Noel geleneği Hristiyanlıkla ilişikilendirmekle birlikte kökeni
çok daha eskidir ve semavi dinler öncesine dayanır. Birçok kültürde
görünen ve izleri olan bir gelenektir. Bu geleneğin
çıkış noktası Güneş’in yani
ışığın karşılanması ve Güneş
Tanrısı’nın doğuşunun kutlanışıdır.
Dolayısıyla Kış Gündönümü ile ilgilidir. Güneş
kültünün bir bayramıdır ve eski yılın ölümü yeni
yılın doğumu kutlanır.
Frigya tanrıçası Kybele’nin oğlu Attis, Yunan tanrıçası
Aphrodite’in oğlu Adonis, Sümer tanrıçası İnanna’nın
oğlu Dumuzi, Babil tanrıçası İştar’ın oğlu
Tammuz, Cermen tanrıçası Frigg’in oğlu Balder Kış
Gündönümü’nde Ulu Ana Tanrıça, Gökyüzü (Cennet) Kraliçesi’nin
doğurduğu Işığın Oğullarıdırlar.
Çünkü onlar hikayelerinde ölmüşler ve 25 Aralık’ta
yeniden doğmuşlardır. Doğumlarıyla ılık
ve verimli mevsimleri getirir, insanları soğuktan, karanlıktan
ve kışın yoksunluğundan kurtarırlar. Antik Roma
tanrısı Satürn (Antik Yunan’da Gaia’dan doğan Kronos)
Satürnalia bayramı ile ve Işık Tanrı/Güneş Tanrısı
Mitra 25 Aralık’ta kış gündönümünde doğuşuyla
bu geleneğin parçalarıdırlar.
Noel ağacı geleneği ise öncelikle hemen her kültürde
olan Yaşam Ağacı sembolizmine dayanmaktadır. Yaz kış
yeşil olan ağaç kutsaldır, yaşamın süreklilğini
ve yeniden doğuşu temsil eder. Hristiyan geleneğine geçişi
ise Orta ve Kuzey Avrupa’da hakim olan Hristiyanlık öncesi geleneğe
dayanır. Bu geleneğe göre sona ermekte olan yılın 25
Aralık akşamından onu izleyen yeni yılın Ocak ayının
6’sına kadar olan 12 gece Rau- ya da Rauchnächte olarak anılır.
Bu sert ya da dumanlı geceler anlamına gelmektedir. Çünkü o bölgelerde
kış sert geçer ve tabiiki kışın yaz kış
yeşil olan ağaçlar hariç tüm ağaçlar yaprak döker. Bu
yaz kış yeşil olan ağaçların kış
iblislerini uzak tuttuğuna inanılır ve bu ağaçlar,
dumanı ortalığı iblislerden temizlesin diye yakılır
ki aslında bu çam ağacını süsleme ve ardından
dikenlerini yakma geleneği Kybele-Attis kültüne kadar uzanır.
Bu iblisleri uzak tutmanın bir yolu da o geceleri gürültülü,
tantanalı geçirmektir ve bu geceler özellikle bir sonraki yıla
dair kehanetlerde bulunulan gecelerdir.
© Güneş İlhan,
26.12.2012, İstanbul
|
The word “Christmas” is derived from
“Christ’s Mass”, the church ceremony that celebrates the birth of
Jesus, whom Christians see as the Christ, or Messiah. Thus, in most
Latin-based languages, the word for Christmas is derived from the word
for birth: navitas. The French term Noel, however, probably comes from a
word for “news”. It seems likely that Christmas has origins in ancient
winter solstice celebrations expressing a longing at the darkest time of
the year for the return of the light, as in the case of the Roman festival
of Sol Invictus. There may also be a source in the celebrations of the
Iranian-Zoroastrian solar deity Mithra, who, according to some sources,
was born at the winter solstice and whose birth shepherds attended.
Quoted from: The Oxford Companion to World Mythology. David Leeming. Oxford
University Press, 2004.
About 12 Nights...
Instead of recognizing a single day as the winter solstice, the Germanic
tribes observed twelve Rauhnächte – hairy nights, so called due to the
furry forms of the deep winter demons – or Rauchnächte – smoky
nights, due to the practice of smoking the spirits out of one’s house on
January 5. Bringing very little sun to the northern regions, the twelve
Rauhnächte were considered days outside of time, when the solar and lunar
years were allowed to re-synchronise. Silvester took place right in the
middle of the twelve Rauhnächte and was the night of the god Wotan’s
wild hunt, a time of particular commotion and celebration.
To
read more:
https://www.thelocal.de/20161230/16425
Güneş İlhan,
26.12.2012, İstanbul
|
|